Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avrupa Birliği’nin (AB) genişleme stratejisini ve güvenlik önceliklerini değiştirdiği belirtiliyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin jeopolitik konumu, askeri kapasitesi ve güvenlik açısından taşıdığı kritik önem AB ile ilişkilerde yeni bir döneme işaret edebilir.
Uzman Görüşü:
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, AB’nin güvenlik kaygılarının artmasıyla Türkiye’nin AB’ye dahil edilmesi fikrinin güçlenebileceğini belirtiyor. Ancak Türkiye’nin, ancak karşılıklı çıkarların gözetildiği bir “kazan-kazan” senaryosu çerçevesinde üyeliği kabul edebileceğini vurguluyor.
AB’nin genişleme sürecinde iç içe geçmiş halkalar modeli benimsemesi durumunda, Türkiye’nin Ukrayna gibi dış halkada yer alabileceği, ancak tam üyelik yerine vize serbestisi ve güvenlik iş birliği gibi sınırlı avantajlar elde edebileceği öngörülüyor.
Polonya Dönem Başkanlığı Fırsat Yaratabilir:
Ocak 2025’te AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak olan Polonya’nın güvenlik kaygılarını ön planda tutması, Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu bir atmosferin oluşmasına katkı sağlayabilir.
Türkiye’nin AB ile 60 yılı aşkın süredir devam eden ilişkisi göz önüne alındığında, sınırlı imtiyazlar içeren bir üyelik modeli Türkiye için cazip olmayabilir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
