HABER DETAYI

Mayıs 30, 2025 7:07 pm

Savaş ve Göç Psikolojiyi Nasıl Etkiler?

Savaş ve Göç Psikolojiyi Nasıl Etkiler?

Türkiye’nin Çevresindeki Savaşlar ve Göç Dalgası Psikolojimizi Nasıl Etkiliyor?

Türkiye’nin sınır komşularında yaşanan savaşlar ve bu savaşların sonucu olarak ortaya çıkan göç dalgası, sadece fiziksel değil, derin psikolojik etkiler de yaratıyor. Psikolog Eren Boz, bu sürecin insan psikolojisi üzerindeki yansımaları ve çözüm yolları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Savaşların yol açtığı en ağır sonuçlardan biri, bireylerin yaşadığı travmalar ve stres yüküdür. Sürekli tehdit altında olmak, bombardıman sesleri, yıkım ve kayıplar, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların artmasına neden olur. Özellikle çocuklar, güvenli bir ortamda büyümeleri gereken kritik yaşlarda korku ve güvensizlikle karşı karşıya kalırlar. Oynamaları ve öğrenmeleri gereken yaşlarda, patlama sesleriyle irkilmek, onların ileriki yaşamlarında depresyon, anksiyete ve sosyal uyum sorunlarıyla daha sık karşılaşmalarına yol açar.

Göç ise savaştan kaçan bireyler için başka bir psikolojik boyuttur. Evlerini, yurtlarını terk eden insanlar, sadece fiziksel yer değiştirme yaşamaz; aynı zamanda kimlik, aidiyet ve güven duygularında derin bir sarsıntı yaşarlar. Yeni yerleşilen ülkelerde karşılaşılan ayrımcılık ve yabancılaşma, göçmenlerin psikolojik kırılganlıklarını artırırken, yerli halkta da endişe ve güvensizlik yaratabilir. “Öteki” algısı, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirirken, bireylerde kimlik bunalımı ve kayıp-yas süreçlerine neden olur.

Bu zorlu koşullar altında psikolojik destek ve müdahaleler hayati önem taşır. Psikolojik ilk yardım, kriz anlarında profesyonel olmayan ama empati ve anlayış temelli bir destek sunarak, travma yaşayan bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamayı ve onları güvende hissettirmeyi hedefler. Özellikle çocuklara yönelik oyun temelli terapiler, duygusal iyileşmelerine katkı sağlar. Yetişkinlerin hikayelerini paylaşmaları ise yüklerini hafifletir.

Psikolog Eren Boz, “Savaş ve göç, insan yaşamının en zorlu sınavlarıdır. Bu süreçlerin psikolojik etkilerini anlamak ve doğru destek yöntemlerini uygulamak, toplum olarak daha dirençli ve empati dolu bir geleceğe ulaşmamızı sağlar. Psikolojik ilk yardım, travma yaşayan bireylerin yeniden umut bulmasına ışık tutan önemli bir yaklaşımdır” dedi.

Türkiye gibi göç alan ve göç veren ülkelerde, bu psikolojik etkiler hem bireysel hem toplumsal düzeyde ciddi bir zorluk teşkil etmektedir. Dayanışma, anlayış ve destekle bu sürecin üstesinden gelmek mümkündür.

BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

HABERE YORUM YAP

HABERE YAPILAN YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.